İslam dünyası için Ramazan ayının başlaması birçok insanda beslenme düzeninde değiştiriyor. Özellikle yaz aylarına denk gelmesi nedeniyle açlık ve susuzluk süresinin uzun olması metabolizmanın yavaşlamasına dolayısı ile kilo kontrolü kaybetmeye neden oluyor. Oruç tutulmasında kişinin sağlığı bakımından bir sakınca yok ise Ramazan ayına özel olarak hazırlanabilecek yeterli ve dengeli beslenme programları sayesinde hem kilo kontrolü sağladığınız hem de normal şartlardan daha az açlık hissi yaşadığınız bir dönem geçirebilirsiniz.
Öncelikle Ramazan Ayında Yapılan En Büyük Hataları Sizler İçin Sıralayalım:
-İftar saatinde çok hızlı ve aniden yemek yemek,
-Sahur öğününü atlamak,
-Yağ, tuz ve acı seviyesi yüksek ağır gıdalar tercih etmek,
-Meyve ve sebze tüketimine önemvermemek,
-Su yerine farklı sıvılar ile sıvı ihtiyacını karşılamak,
-Bu dönemde egzersiz yapmaktan uzak kalmak yapılan en büyük hatalardandır.
Uzun süreli aç kalmanın hemen arkasından siz de takdir edersiniz ki hafif besinler ile başlangıç yapmak her zaman daha doğrudur. Özellikle iftarda ılık su çorba gibi hafif besinler ile başlangıç yaparak kısa bir ara verilmeli devamında ise yine metabolizmayı yormayacak hatta rahatlamasını sağlayacak sebze içeren besin grupları, salatalar, ızgara et, tavuk ya da balık gibi ürünler tercih edilmelidir. İftar ve sahur arasında en az 2 tane ara öğün yapılmalıdır.
Özellikle Ramazan ayında vücudun uzun süre aç kalması ile tatlı krizi de tetiklemektedir. Ancak yemeğin hemen üzerine tüketilen tatlı diyet tutkunları ya da formda kalmak isteyenler için kesinlikle uygun değildir.Hele ki bu dönemde şerbetli kızartılarak yapılan ağır tatlılar asla tercih edilmemelidir.Tatlı ihtiyacını hafif sütlü tatlılar ya da abartmamak koşulu ile bir ya da maksimum 2 adet meyveden sağlamak en doğru tercih olarak gösterilebilir.
Sahura kalkmamak normal besin ihtiyacını giderdiniz günlerdeki öğün atlamak ile eşdeğer sayılabilir. Açlık süresi daha da uzayacak gün içerisinde hem performansı daha düşük bir kişi olarak hayatımızı devam ettirmemize hem de iftar saatinde normalinden daha fazla besin tüketmemize neden olacaktır. Dolayısı ile sahura kalkmak ve besleyici bir öğün yapmak aşırı tatlı tuzlu ve baharatlı ürünlerden uzak durmak kendimizi gün içerisinde daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Sahur kısmını gündelik hayatımızdaki kahvaltı olarak da düşünebiliriz ve asla kahvaltı yapmadan güne başlamalıyız.
Yazın sıcak günlerine denk gelmesi ile sıvı ihtiyacının da artması kuşkusuz bünyemize durulmaktadır. Özellikle İftardan sonra çay ve kahve gibi besinler ile günlük sıvı ihtiyacını tamamlamaya çalışmak yine yapılan büyük hatalardan bir tanesidir. Sıvı ihtiyacımızı sadece su ile sağlamalı. İftar ve sahur arasında 2-3 litre arası sıvı tüketimi yani su tüketimi asla unutulmamalıdır.
Özellikle hareket ettiği zaman acıtacağını düşünen ya da kalori harcayınca sıvı tüketiminin fazla olacağını düşünenler gün boyu hareketsiz kalmayı kendini bir avantaj olarak sayarlar. Ancak bu şekilde hareket eden metabolizma aç kalmanın etkisiyle yavaşladığı için hareketsizliğin etkisiyle daha çok yavaşlar. Dolayısı ile kendimizi normalinden daha ağır ve daha hantal hissederiz. Bu problemle karşılaşmamak için metabolizmanın canlı tutulması. Hatta psikolojik olarak gün içerisinde daha rahat ve mutlu hissedebilmek için vücutta aşırı yormayacak çok ağır ya da hit kardiyo içermeyen egzersizler mutlaka uygulanmalıdır.
Ramazan ayı fit olmayı seven insanlar için ya da aynı şekilde sporcular için kilo verme ya da kas kazanma ayından ziyade mevcut durumu koruma ayı olarak da ele alınabilir. Özellikle vücut geliştirme ile uğraşanlar bu dönemde kas kaybı yaşarlar ya da niyetine devam ederler bu süreçte kilo alırlar.
Hedeflerimize ulaşmak için ayarladığımız ya da planladığımız yoldan kopmamak için tüm Ramazan ayı boyunca öğün atlamadan ve tercih ettiğimiz besinlerin doğruluğundan emin olarak ne iftardan bir saat önce ya da İftardan sonra yapılan egzersizler ile kilo kontrolü elimizde tutmak mümkündür.
